top of page

ÇOCUĞUMA KARDEŞ GELİYOR!

Sevgili anne ve babalar;

Öncelikle sizleri tebrik eder ve ailenize yeni katılacak üyeyle birlikte, sağlıklı ve mutlu bir yaşam dilerim. Bu süreçte, hem heyecanınızı paylaşmak hem de yeni bir kardeş gelmeden önce ve sonrasında anne baba olarak neler yapılabileceğine dair birkaç öneride bulunmak adına bu yazıyı sizlerle paylaşmak istedim. Yıllardır anne ve babasından bolca ilgi ve sevgi görmeye alışmış prens ve prenseslerimizin artık bir ortaklarının daha olacağını düşündüğümüzde, kardeş kıskançlığı hepimize çok doğal gelecektir. Her şeyden önce, anne ve baba olarak bilmeniz gereken en önemli nokta, kardeş kıskançlığının bir dereceye kadar normal ve sağlıklı olduğudur. Bunu tamamen engellemenin bir yöntemi maalesef yok ancak, çocuklarımız arasındaki dengeyi sağlamaya başardığımızda, prens ya da prensesimizi kardeşine karşı daha ılımlı hale getirebiliriz.


Hamilelik sürecinde iken; ay ay bebeğinizin fizyolojik gelişimine dair bilgiler verebilir (büyüklüğü, fiziksel gelişimi, görüntüsü), varsa ultrason fotoğraflarınızı göstererek çocuğunuzun merakını giderebilirsiniz. Ek olarak, çocuğunuzun gelişim dönemine uygun kitaplardan ve kitaplardaki resimlerden de faydalanabilirsiniz. Tahmini olarak doğacağı zamanı çocuğunuzla paylaşabilir (ancak daha erken ya da biraz daha geç gelme durumunun da olacağı belirterek) ve doğduğunda boyu, kilosu ne kadar olacak, ne gibi ihtiyaçları olacak bunları da anlatabilirsiniz. Ne zaman yürümeye ve konuşmaya başlayacak, çocuğunuzla ne zaman oynayabilecek kadar büyümüş olacak, bunları da paylaşmayı ihmal etmeyin. Aksi halde, çocuğunuz kardeşiyle doğar doğmaz oynamaya başlayacağını düşünebilir ve bunun gerçekleşmemesi, onda hayal kırıklığına neden olabilir. Çocuğunuzun, kendi doğumundan itibaren çekilmiş fotoğraf ve videolarına birlikte bakabilirsiniz. Hem keyifli bir aktivite yapmış olursunuz, hem de onun da aynı süreçlerden geçtiğini, aynı ilgi ve bakımı onun da aldığına emin olmasını sağlayabilirsiniz. Doğumundan itibaren, uzunca bir süre sizinle aynı odada kaldığını, konuşamadığı için sık sık ağlayarak ihtiyaçlarını dillendirdiğini, kendine bakamayacak kadar küçük olduğu için, sürekli ilgiye ihtiyaç duyduğunu anlatabilirsiniz.


Eğer çocuğunuz hala sizinle yatıyorsa ya da bebeğin gelişiyle odasında bir değişiklik yapmanız gerekiyorsa, bunu doğumdan önce yapmanız çok önemli! Bu sayede çocuğunuz, kardeşi geldiği için kendini dışlanmış hissetmeyecek ve yeni odasına doğumdan önce alışacak fırsatı bulacaktır. Odasını hazırlarken, onun da fikrini almanız, beğendiği materyalleri kullanarak odasını dekore etmeniz de bu süreci kolaylaştıracaktır.

Kardeşi için alışveriş yaparken de, çocuğunuzu dahil etmeniz, alacağınız ürünlerin rengi ya da modeli hakkında fikrini almanız ve tercihinizi onun isteği yönünde yapmanız da, çocuğunuza kendini iyi hissettirecektir ve bu süreçte kendini dışlanmış hissetmeyecektir.


Yeni bebeği beklerken en sık yapılan hata, çocuğunuza “sen artık abla ya da abi oldun, kendine bakabilirsin” mesajını vermektir. Evet, o artık bir abla ya da abi ama hala sizin çocuğunuz, sizin ilgi ve sevginize her daim ihtiyaç duyacak! Dolayısıyla, tıpkı onun da bebekliğinde olduğu gibi, kardeşinin de büyüyene kadar daha fazla ilgi ve bakıma ihtiyaç duyacağı ancak, zamanla bu ihtiyacın azalacağı bilgisini vermeniz iyi olacaktır.


Doğumdan sonra, çocuğunuz kardeşini hastaneye ziyarete geldiğinde, odada çerçeve içinde kendi resmini görmesi ona iyi hissettirecektir. Kardeşi ile tanıştığı sırada ise, sizin ve varsa ziyaretçilerinizin de tüm ilgisinin sadece bebeğin üzerinde olmadığına emin olmalısınız. Hatıra fotoğrafları ya da videosu çekilirken, çocuğunuzu da dahil etmeyi ihmal etmeyin.


Doğumdan sonra, sizlere yardımcı olmak için herhangi bir aile üyesi ya da bakıcı gelecekse, öncelikle çocuğunuzu bu konuda bilgilendirmeniz gerekmektedir. Hatta mümkünse, bu kişinin doğumdan kısa bir süre önce evinize gelmesini ve çocuğunuzun onun varlığına alışmasını sağlayın. Böylece siz bebekle ilgilenirken, onunla vakit geçirecek kişiyi de önceden benimsemiş ve varlığına alışmış olur.


Doğumdan sonra dikkat edilmesi gereken bir diğer konu ise, çocuğunuzun hayatında fazla değişiklik yapmamaya özen göstermektir. Haftalık ya da günlük ritüelleriniz varsa, birlikte parka gitmek, yemek yemek, yatmadan önce kitap okumak ya da oyun oynamak gibi, aynı şekilde devam ettiğine emin olun. Belki, birlikte yapılan aktivitenin süresi biraz kısalabilir (1 saat iken 30 dakikaya inmesi ya da haftanın 5 günü yapılan aktivitenin haftada 3 güne inmesi gibi) ancak, mutlaka yapıldığından ve o sırada tüm dikkatinizin çocuğunuzla olduğundan emin olmalısınız. Anne bebekle ilgilenirken, babanın çocuğunuzun yanında olduğuna emin olun ve zaman zaman babanın bebekle ilgilenmesi sağlanarak, annenin de çocuğa zaman ayırmasını sağlayın. Son olarak, eğer çocuğunuzla hevesli görünüyorsa, ona zaman zaman bebeğin bakımı ile ilgili küçük sorumluluklar da verebilirsiniz. Temiz bez getirmek, kardeşi uyandı mı ya da ağlıyor mu diye ara sıra kontrol etmesini sağlamak da iyi gelecektir. Bunu her yaptığında, desteği ve ilgisi için ona teşekkür etmeyi de ihmal etmeyin.


Tüm bu önerileri uygulamanıza rağmen, çocuğunuzda uzun süre devam eden mutsuzluk, eski enerjisinde azalma, oyun oynarken isteksiz olma, yeme bozukluğu ve uyku problemleri, alt ıslatma, tırnak yeme, hırçınlık, aşırı öfke, her fırsatta kardeşini kötüleme ve ona zarar verme davranışı vb. gözlemlenirse, en kısa sürede bir profesyonelden destek almanız süreci sizin için kolaylaştıracaktır.


#kardeşgeliyor #kardeşkıskançlığı #yenidenannebabaolmak #ablaolmak #abiolmak

22 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Partnerimle birbirimizi çok seviyoruz. Genel olarak uyumlu da bir çiftiz ama bir süredir sorunlarımız ve çatışmalarımızın şiddeti arttı. “Acaba nerede yanlış yapıyoruz?” diye soruyorsanız, doğru yerde

PATOLOJİK NARSİSİZM ENVANTERİ (PNE- 40) Yönerge: Aşağıda 40 betimleyici ifade bulacaksınız. Lütfen herbir ifadeyi değerlendirmeye alınız ve sizi ne kadar iyi tarif ettiğini belirtiniz. Doğru veya yanl

Yaşamsal döngünün ayrılmaz bir parçası olan ölüm, belki de hepimiz için üzerine konuşulması en zor konulardan biridir. Özellikle her türlü kötülükten ve olumsuzluktan gözümüz gibi sakındığımız çocukla

Yazı: Blog2_Post
bottom of page